www.denizlicamsevgisi.tr.gg
  Cama Can Verenler
 
Cama can verenler
Denizli Cam Sanayii'nde yılda 10 bin 800 ton cam işleniyor.

- Paşabahçe Beykoz Fabrikası´nın kapatılmasının ardından, el imalatı camın tek merkezi Denizli oldu - Denizli Cam Sanayii´nde ustalar yılda 20 bin farklı çeşit ürün üretiyor - El işi camlar 40 ülkeye satılıyor, ünlü markalar siparişlerini Denizli´ye veriyor - Fabrika içinde faaliyet gösteren Cam İşlemeciliği Meslek Lisesi her yıl 200 öğrenci mezun ediyor

Her alanda olduğu gibi camcılık alanında da çok büyük yenilikler ve gelişmeler yaşanıyor. Her gün yeni bir teknoloji, tıpkı hayatımızın diğer alanlarında olduğu gibi camcılığın da hizmetine sunuluyor. Fakat bütün bu gelişmeler, el imalatı cam ürünlerinin yok olması ve otomasyonun bu sektörü tamamıyla kontrolü altına alması anlamına gelmiyor. Tam aksine, ustanın 1000-1500 derecelik fırınların önünde alnından akıttığı teri ciğerlerindeki havaya yoldaş edip şekillendirmesi cam eşyaların değerini, vazgeçilmezliğini bir o kadar daha arttırıyor.

Başta Venedik (Murano ve Burano Adaları) olmak üzere dünyanın birçok kentinde el imalatı cam ürünleri yapılıyor. Türkiye´de de yakın zamana kadar İstanbul´da Beykoz Cam Fabrikası´nda üretilen el imalatı cam ürünler, bugün Denizli Cam Sanayii adı altında Denizli´de üretiliyor. Aralarında ABD, Almanya, Fransa gibi birçok gelişmiş ülkenin bulunduğu, beş kıtaya yayılmış 40 ülkeye ihraç edilen cam eşyalar, ince işçilikleri ve kusursuz cam kalitesiyle ünlü markaları bünyesinde topluyor. Calvin Klein, Create&Barrel, Galaries LaFayette, Rosendahl, Rinascente, Marks&Spencer, Habitat gibi dünyaca ünlü markalar, ürünlerini Denizli Cam Sanayii´nden temin ediyor.

Neler yok ki yapılan eşyalar arasında... Vazodan mumluğa, kül tablasından sürahiye, kadehe... Binlerce cam ürüne, arı kovanını aratmayan bir hızla, ahenkle çalışan hünerli eller şekil veriyor
Şişecam
Türkiye Cumhuriyeti´nin ilk sanayi kuruluşlarından birisi Şişecam. 1934 yılında kurulan bu dev kuruluş, bugün cam sanayii alanında dünyanın üçüncü büyüğü. Bu kadar kısa sürede gösterilen bu hızlı ilerlemede hiç kuşkusuz akılcı ve doğru yapılmış yatırımların yanı sıra 5 bin yıllık bir cam mirasına sahip olmamızın da büyük etkisi var.
TANSİYONLU ÜRÜNLER

Denizli Cam Sanayii´nde sıvama, sabit ve hareketli üfleme olmak üzere üç ana yöntem kullanılıyor. Sıvama, sabit kalıplara sıcak cam akıtılmasıyla uygulanan bir yöntem. Üfleme teknikleri ise tamamıyla ustanın göz terazisinin ve el hünerinin senteziyle oluşuyor. 1500 derecelik fırınlarda akışkan hale getirilen cam `pipo' adı verilen uzun çubuklara alınıyor. Bundan sonrası `ustanın nefesine kuvvet'. Tıpkı bir balon gibi şişirilen, şişip çevrildikçe şekillenen cam balonlar, ustanın el çabukluğuyla yaptığı birkaç hareketle son hallerine kavuşuyor.
Şekillendirme işlemi tamamlanan camlar soğutulmak üzere tavlama fırınlarına koyuluyor. Cam bu, tabii ki kırılacak ama tavlama işlemi sırasında aniden soğuyan cam eşyalar daha bir çabuk kırılırmış. Bu tarz ürünlere tansiyonlu ürünler deniyor. Ürünün tansiyonu düşük olsun diye de saatler süren bir soğutma çalışması yapılıyor. Sağlıklı bir şekilde soğuyan cam eşyalar, fazlalıkları alındıktan sonda düzeltme işlemine tabi tutuluyor. Düzeltilip kullanıma hazır hale gelen eşyaların bir kısmı, evlerimizi, sofralarımızı süslemek üzere yola çıkıyor. Fakat büyük bir kısmı da boyanmak ve güzelliklerine güzellik katmak için desen ve boyama ustalarının tezgâhlarına ulaşıyor. Yani suyumuzu, çiçeğimizi koyduğumuz, kırıldığı zaman süpürüp attığımız o güzelim eşyalar onlarca ustanın elinden geçtikten sonra ancak bize ulaşabiliyor. 
Denizli Cam Sanayii
Şişecam´ın Paşabahçe kuruluşuna bağlı olarak çalışan Denizli Cam Sanayii´nde yönetim kadrosu da dahil olmak üzere toplam 850 kişi çalışıyor. 1973 yılında kurulan fabrikada yılda 10 bin 800 ton cam işleniyor. 20 bin çeşit ürün ustaların elinde şekilleniyor. Üretimin yüzde 75´i ihraç ediliyor.
SANAT ESERİ

Aslında onlara eşya demek haksızlık olur. Çünkü hiçbiri bir diğerine benzemeyen birer sanat eseri onlar. Hem de icat olduğu günden bu yana bizim kültürümüzün, Anadolu´nun parçası olan sanat eserleri.

Kültürel camcılık denildiğinde aklımıza ilk olarak
Beykoz Camları ve Çeşm-i Bülbül´ler geliyor.
Camın tarihini kendine has bir üslupla anlatan Türkiye´nin ilk cam eşya tasarımcısı Prof. Dr. Önder Küçükerman, Çeşm-i Bülbül ve Beykoz Camlarının 3. Selim döneminin mirası olduklarına dikkat çekiyor. Cam işlemeciliğinin her dönemde Osmanlı için çok büyük önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Küçükerman, zaman zaman gerilemeler yaşansa da bu iki tekniğin Türk camcılığının ulaştığı ince zevki gözler önüne serdiğini belirtiyor.

Camın ilk olarak Anadolu´da, Antakya yöresinde keşfedildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Küçükerman, cam sanatının bir nevi simya olduğunu ve taştan, kumdan bir cevher oluşturulduğunu söylüyor. ``Cam sanatı çok gizemlidir. Öyle ki sırrı herkese verilmez. Birçok teknik, cam tarihi boyunca ustaları öldükçe kaybolmuş ve defalarca yeniden keşfedilmiştir. Hatta hâlâ pek çok fabrika herkese açmaz'' diyor. Bu gizemli dünyanın kendine has bir dili olduğunu da söyleyen Küçükerman, cam ustalarının aynı dili konuşamasalar bu ürünleri vasıtasıyla rahatlıkla anlaşabildiklerine defalarca şahit olduğunu belirtiyor.

Artık bu gizemli dünyanın kapısı hemen herkese açık. Özellikle de Denizlili gençlere. Fabrika içinde faaliyet gösteren Cam İşlemeciliği Meslek Lisesi her yıl 200 öğrenci mezun ediyor. Görsel dersleri sınıflarda, teknik dersleri ustaların yanında atölyelerde öğrenen gençler, binlerce yıllık camcılık geleneğinin geleceğe aktarılmasının teminatı. 5 bin yıllık bu efsunlu meslek genç kuşakların elinde. Kendine has diliyle anlattığı hikâyelerini ise bir sonraki bin yıllara bırakıyor.
 
  Bugün 10 ziyaretçi (15 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol